Haber

HEDEP Sözcüsü Ayşegül Doğan: Hüda Kaya, 28 Şubat günlerini değiştireceği iddiasıyla iktidara gidenler tarafından yeniden hapse atıldı.

Halkın Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Sözcüsü Ayşegül Doğan, “28 Şubat darbecileri tarafından hapse atılmaya çalışılan ve cezaevine konulan Hüda Kaya, iktidar yolculuğuna 2007’de başlayan iktidar tarafından bugün yeniden cezaevine konuldu. o günleri değiştireceği iddiası.” Doğan, son 24 saatte tutuklanan ve soruşturulan gazetecilere ilişkin, “Dezenformasyon yasasıyla getirilen yasanın aslında sansür yasası olduğunu iddia ettik ve bugün gazetecilerin gözaltına alınıp tutuklanması söylediklerimizin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Bu sesi hep birlikte yükseltmediğimiz takdirde maalesef daha fazla gazeteci gözaltına alınacak.” “Yakalanacak ve tutuklanacak” dedi.

HEDEP Sözcüsü Ayşegül Doğan, bugün HDP Genel Merkezi’nde gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi. Doğan, konuşmasına, yarın HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın, parti yöneticileri ve milletvekillerinin 4 Kasım 2016’da tutuklanmasının yıl dönümü olduğunu hatırlatarak başladı. Doğan şunları söyledi:

HÜDA KAYA, 28 ŞUBAT GÜNLERİNİ DEĞİŞTİRECEKLERİNİ İDDİA EDENLER, İKİMETİN ÖNÜNDE OLANLAR TARAFINDAN YENİDEN HAPSE VURULDU”

“Bugün gelinen noktada 28 Şubat darbecileri tarafından hapse atılmaya çalışılan ve hapse atılan Hüda Kaya, o günleri değiştireceği iddiasıyla iktidar yolculuğuna çıkan iktidar tarafından bugün yeniden hapse atıldı. Bu tek başına bu davanın neden ve nasıl inşa edildiğini anlatmaya yetmez ama çok kıymetli bir örnek. 7 yıldır hız kesmeden devam eden bir siyasi darbeden bahsediyoruz, bir partiyi yok etmeye yönelik bir operasyondan bahsediyoruz. Kobani davasına neden Kobani komplo davası diyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları tanınmıyor, Anayasa Mahkemesi kararları tanınmıyor. Bu sadece HDP’lilere yönelik bir operasyon dalgası değil, bir operasyon dalgasıdır. kartopu gibi büyüyerek tüm ülkeye yayılıyor.

“KOBANI KOMPLO DAVASI BUGÜN YAŞADIĞIMIZ YETKİLENDİRMENİN ZEMİNİ HAZIRLANDI”

4 Kasım siyasi darbesinin ardından Kobani komplo davası ve HDP kapatma davası, açık ifadeyle, bugün yaşadığımız otoriterliğin temelini oluşturdu. Başta seçilmişler olmak üzere yüzlerce dostumuzun hâlâ rehin tutulduğu bu darbe, aynı zamanda 100 yıllık Kürt sorununun çözümünde ısrarın sembollerinden biri haline geldi. HEDEP olarak politikamızın özeti pes etmemek, inat, kararlı çaba ve duruştur. Yarın 4 Kasım 2016’nın yedinci yılı olacak. Yıldönümü vesilesiyle, kararlı bir mücadele ve duruşla geçen 30 yılda tüm engellere rağmen yılmamanın öyküsünü sizlerle paylaşmak istedik.

“TÜRKİYE’NİN 100. YILINI BELİRTİLEN EN DEĞERLİ BAŞLIKLARDAN BİRİ BU DEMOKRATİK SİYASET KORKUSUDUR.”

Türkiye’nin 100. yılına damgasını vuran en önemli konulardan birinin bu demokratik siyaset korkusu olduğunu acıyla biliyoruz. Bu korku bir kurum olarak 100 yıldır öteki olarak gördüğü herkesi siyasetin dışında tutmak için var gücüyle çalışmaktadır. Korku aynı zamanda dayanışma duygumuzu da baltalamaya çalışır. Bu durumun en net görüldüğü alan ise Kürt korkusudur. Tırnak içinde söylüyorum, her kriz anında devlet kendi normalini kurmak için bu korkuyu devreye sokuyor. Kürt meselesi Türkiye’de demokrasinin turnusol kağıdıdır, en az 30 yıl bunu bize çok açık bir şekilde gösterdi. Kürt sorunu çözülmedikçe Türkiye’nin demokratikleşmesi imkânsız hale gelmiştir. “Kobani, yalnızca bazı süreçlerin siyasetinin intikam aracı olarak devreye sokuluyor.”

“BÜTÜN SALDIRILARA RAĞMEN GAZETECİ DAYANIŞMASININ BÜYÜMESİ ÖNEMLİ”

Son 24 saatte tutuklanan, gözaltına alınan ve soruşturulan gazetecilerle ilgili soruya Doğan, “Basın özgürlüğü Türkiye’de her zaman tartışmalı bir konu olmuştur. Gözaltına alınan ve tutuklanan bazı gazeteciler hakkında şunu söylemek istiyorum. Dezenformasyon maddesiyle getirilen yasanın aslında bir sansür yasası olduğunu savunuyorum.” Biz bunu yaptık ve bugün gazetecilerin gözaltına alınması, tutuklanması söylediklerimizin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Bu sesi hep birlikte yükseltmediğimiz sürece maalesef daha çok gazeteci gözaltına alınacak, tutuklanacak. Bu gerçeklerin kamuoyuna ulaşmasını engellemek istiyorlar ama bir şekilde gerçek ulaşması gereken yere ulaşıyor. Bütün bunlar gazetecilerin dayanışmasından kaynaklanıyor. Saldırılara rağmen büyümeleri, korkmamaları, gazetecilikteki ısrar ve inatlarını her şeye rağmen sürdürmeleri değerli bir şey” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu