Yunus Ülger
Almanya’da göçmen gençlerin karıştığı şiddet olayları ile bu yılın başında Berlin’de başlayan uyum tartışmasına okullarda Almanca konuşulması tartışması da eklendi. Hristiyan Birlik Partisi (CDU) Genel Sekreteri Mario Czaja, “Göçmen öğrencilerin teneffüslerde sadece Almanca konuşmasını” önerdi. Öneri, kendi partisinin yanı sıra Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller’den tepki aldı.
‘ALMANCA DIŞINDAKİ DİLLERDE KONUŞMAK KABUL EDİLEMEZ’
Kendisi de bir göçmen olan CDU Genel Sekreteri Mario Gzaja, die Welt gazetesine verdiği röportajda, “teneffüslerde Almanca dışında bir dil konuşulmasının kabul edilemez olduğu” görüşünü savundu. Ayrıca göçmen öğrencilerin bulunduğu okullara sosyal danışman ve sosyal pedagog desteği verilmesini talep etti. Gzaja, yeterince Almanca bilmeyen göçmen çocukların ilkokula kaydedilmemesi gerektiği görüşünü de savundu.
‘ÖĞRETMENLERİM DİL POLİSİ OLSA BU SEVİYEYE GELEMEM’
Bu teklife ilk tepki Yeşiller Partisi’nden Baden-Württemberg Eyalet Meclis Başkanı Muhterem Aras’tan geldi. Twitter’dan açıklama yapan Aras, anadil yasağının mümkün olmadığını, bu konuda 2020 ve 2022’de iki mahkeme kararı olduğunu hatırlattı. Aras, “1978’de Almanya’ya geldim. Tek kelime Almanca bilmeden, beni 5. sınıfa yazdırdılar. Eğer hocalarım dil polisi olsaydı bu mertebeye gelemezdim” diyen Gzaja’nın teklifini eleştirdi. Çok dilliliğin bir ilgi alanı olduğunun bilimsel olarak kanıtlandığını da hatırlattı.
Baden-Württemberg Eyalet Meclisi Yeşiller Lideri Andreas Schwarz da öneriyi eleştirerek “Okullarda dil polisine ihtiyacımız yok” dedi. Almanya’ya yeni gelen ve okullarda hiç Almanca bilmeyen öğrencilerin olduğunu hatırlatan Schwarz, “Almancayı nerede öğrenip konuşacaklar?” soruyu yöneltti.
Gzaja’nın önerisi, kendi partisinden Baden Württemberg Eyalet Meclisi Lideri Manuel Hagel tarafından da eleştirildi. Hagel, öğrencilerin gönüllü olarak Almanca konuşmasından yana olduğunu ve bunun nasıl sağlanacağını tartışmak istediğini belirtti.
SOSYAL DEMOKRATİK PARTİ’DEN ELEŞTİRİ
Kuzey Ren-Vestfalya (KRV) SPD eyalet milletvekili Dilek Engin, CDU Genel Sekreteri Gzaja’nın önerisine tepki gösterdi. Engin yaptığı basın açıklamasında göçmen öğrencilerin bulunduğu Bohum kentindeki bir okula yaptığı ziyaretten örnek vererek, okulda yasak yerine göçmen öğrencilerin ana dillerinin takdir edildiğini söyledi. Engin, dilin aynı zamanda kültürel bir kimlik ve toplum için değerli bir kazanım olduğunu vurguladı.
MAHKEME KOMPOZİSYON YAZMA CEZASINA TAZMİNAT VERDİ
2005 yılında okullarda Almanca tartışması da gündeme gelmiş ve Berlin’deki Herbert Hoover okulu, ailelerin onayı ile okullarda sadece Almanca konuşma uygulamasını başlatmıştır. Bir yıl sonra, CDU federal milletvekili Robert Heinemann, okulda Almanca dışında bir dil konuşan herkesin okul bahçesini süpürerek cezalandırılmasını talep etti.
Geçen yıl Baden-Württemberg’in Schwarzwald Baden semtindeki bir okulda Türkçe konuşan bir öğrenci, öğretmeni tarafından ceza olarak neden Almanca konuşması gerektiğine dair bir makale yazmaya mahkûm edildi. Okul yönetimi ceza için özür diledi ve aile tazminat davası açtı. Freiburg İdare Mahkemesi, anadilini konuşmanın bir hak olduğuna ve aileye tazminat ödenmesi gerektiğine hükmetmişti.
Okullardaki Almanca tartışması da seçimler için ortaya atılmış olabileceği gerekçesiyle eleştirildi. Şubat ayında Berlin’de eyalet seçimleri yenilenecek ve yıl içinde Bavyera, Bremen, Hessen ve Schleswig-Holstein’da eyalet konseyi seçimleri yapılacak.
